من
أولى
بالإمارة
102- idareciliğe Kim Daha
Fazla Layıktır?
أخبرني عبد الله
بن عبد الصمد
عن إسحاق بن
عبد الواحد عن
المعافى بن
عمران عن عبد
الحميد بن
جعفر قال حدثني
سعيد المقبري
عن عطاء مولى
أبي أحمد قال
سمعت أبا
هريرة يقول إن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بعث بعثا
فدعاهم فجعل
يقول للرجل ما
معك من القرآن
يا فلان قال
كذا وكذا فاستقرأهم
بذلك حتى مر
على رجل معهم
هو من أحدثهم
سنا فقال ماذا
معك يا فلان
قال كذا وكذا
وسورة البقرة
فقال له النبي
صلى الله عليه
وسلم أمعك
سورة البقرة
قال نعم قال
اذهب فأنت
أميرهم قال
رجل من
أشرافهم يا
رسول الله
والله ما منعني
أن أتعلم
القرآن إلا
خشية أن أرقد ولا
أقوم به فقال
له النبي صلى
الله عليه
وسلم تعلم
القرآن
فاقرؤوه
وارقدوا فإن
مثل القرآن
لمن تعلمه
فقرأه وقام به
كمثل جراب
محشو مسكا
تفوح ريحه من
كل مكان ومثل
من تعلمه فرقد
وهو في جوفه
كمثل الجراب
أوكي على مسك
قال أبو عبد
الرحمن إسحاق
بن عبد الواحد
لا أعرفه وعبد
الله بن عبد
الصمد قدما
على المعافى
بن عمران بغير
حديث وإنما
أخرجناه
لإدخاله بينه
وبين معافى
وقد رواه غير
عبد الحميد بن
جعفر فأرسله
والمشهور
مرسل
[-: 8696 :-] Ebu Hureyre anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir askeri birlik gönderirken
askerlerden her birine sırasıyla: "Ey filan! Senin ezbennde Kur'an'dan ne
var?" diye sormaya başladı. Sorduğu adamlar da: "Şurası ve
şurası" diye cevaplıyorlardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
söyledikleri yerleri kendilerinden dinliyordu. Bu şekilde yaşça içlerinden en
küçük olan birinin yanına geldi ve: "Ey filan! Senin ezberinde Kur'an'dan
ne var?" diye sordu. Adam: "Şurası şurası ve Bakara suresi var"
diye cevap verdi. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ezberinde
gerçekten de Bakara suresi mi var?" diye sorunca, adam: "Evet"
diye karşılık verdi. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Git! Bunların komutanı sensin" buyurdu. Birliğin ileri gelenlerinden
biri:
"Ey Allah'ın
Resulü! Valiahi Kur'an'ı öğrenmeme engel olan şey, ondan gafil kalıp hakkını
verememe korkusudur" deyince, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Kur'an'ı öğrenin, onu okuyun ve ondan gafil kalmayın. Kur'an'ı öğrenen,
onu okuyan ve onunla amel eden kişi misk doldurulmuş torba gibidir. Kokusu her
taraftan alınır. Onu öğrenip de ondan gafil kalan kişi de içi misk doldurulup
da ağzı bağlı tutulan torba gibidir" buyurdu.
Nesai der ki: İshak b.
Abdilvahid'i tanımıyorum. Abdullah b. Abdissamed de, Muafa b. İmdn'dan bu yönde
başka bir hadis zikretti. Hadisi buraya almamızın sebebi ise İshak'ın, isminin
Abdullah b. Abdissamed ile Muafa arasında zikredilmiş olmasıdır. Bunu
Abdulhamid'den başkası mürsel olarak nakletti ki meşhur olan da mürsel
alanıdır.
Tuhfe: 14242
Diğer tahric: Hadisi
İbn Mace (217), Tirmizi (2769) ve İbn Hibban (2126) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا محمد
بن خالد قال
حدثنا بشر بن
شعيب عن أبيه
عن الزهري قال
كان محمد بن
جبير بن مطعم يحدث
أن معاوية قال
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول إن هذا
الأمر في قريش
لا يعاديهم أحد
إلا كبه الله
على وجهه ما
أقاموا الدين
[-: 8697 :-] Muaviye, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Hilafet Kureyş'indir.
Bu görevi dini ayakta
tutmak üzere ifa ettikleri sürece onlara düşmanlık edeni Allah mutlaka yüz üstü
düşürür" buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 11438
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3500, 7139) ve Ahmed, Müsned (16852) rivayet etmişlerdir.
ما
يجب على
الإمام وما
يجب له
102- Liderin Lehine ve
Aleyhine Olan Durumlar
أنبأ عمران
بن بكار
الحمصي قال
حدثنا علي بن
عياش قال
حدثنا شعيب
قال حدثني أبو
الزناد مما
حدثه عبد
الرحمن
الأعرج مما
ذكر أنه سمع
أبا هريرة
يحدث عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
وقال إنما
الإمام جنة
يقاتل من ورائه
ويتقى به فإن
أمر بتقوى
الله وعدل فإن
له بذلك أجرا
وإن يأمر
بغيرة فإن
عليه منه
[-: 8698 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Devlet başkanı,
ondan güç alınarak savaşılan ve onun sayesinde tehlikeden korunulan kalkan
gibidir. Eğer Allah'a karşı takvayı emreder ve adaletle hükmederse
yaptıklarından hep sevap kazanır. Eğer aksini yaparsa günah kazanır"
buyurmuştur.
Tuhfe: 13741
7771. hadiste geçti.
وزير
الإمام
103- Devlet Başkanının
Yardımcısı
أخبرني عمرو
بن عثمان بن
سعيد قال
حدثنا بقية
قال حدثنا بن المبارك
عن بن أبي
حسين عن
القاسم بن
محمد قال سمعت
عمتي عائشة
تقول قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم من
ولي منكم عملا
فأراد الله به
خيرا جعل له
وزيرا صالحا
إن نسي ذكره
وإن ذكر أعانه
[-: 8699 :-] Kasım b. Muhammed der
ki: Halam Hz. Aişe'den işittiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem): "Sizden biriniz bir işle görevlendirildiği. zaman şayet Yüce
Allah ona bu işte hayır dilemişse, unuttuğunda kendisini uyaran, diğer
durumlarda da kendisine yardımcı olan salih birini yardımcı kılar"
buyurdu.
Tuhfe: 17544
7779. hadiste geçti.
النصيحة
للإمام
104- Devlet Başkanına
Nasihat
أخبرنا محمد
بن منصور قال
حدثنا سفيان
قال سألت سهيل
بن أبي صالح
قلت حدثنا
حدثنا عمرو عن
القعقاع عن
أبيك قال أنا
سمعته من الذي
حدثه أبي
حدثنيه رجل من
أهل الشام
يقال له عطاء
بن يزيد
الليثي عن
تميم الداري
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم إن الدين
النصيحة قالوا
لمن يا رسول
الله قال لله
ولكتابه
ونبيه ولأئمة
المسلمين
وعامتهم
[-: 8700 :-] Temim ed-Dari der ki:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Din nasihattır! Din
nasihattır!" buyurunca, "Kime karşı ey Allah'ın Resulü?" diye
sordular. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah'a, Kitab'ına,
Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara karşı"
buyurdu.
Tuhfe: 2053
7772. hadiste geçti.
Nasihat burada
'Samimiyet' manasındadır.
أنبأ الربيع
بن سليمان قال
حدثنا شعيب بن
الليث قال
حدثنا الليث
عن بن عجلان
عن زيد بن أسلم
وعن القعقاع
عن أبي صالح
عن أبي هريرة
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم أنه قال
إن الدين النصيحة
إن الدين
النصيحة إن
الدين
النصيحة قالوا
لمن يا رسول
الله قال لله
ولكتابه
ولرسوله
ولأئمة
المسلمين
وعامتهم
[-: 8701 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Din samimiyettir
(nasihattır)! Din samimiyettir (nasihattır)!" buyurunca, "Kime karşı
ey Allah'ın Resulü?" diye sordular. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Allah'a, Kitab'ına,
Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara karşı"
buyurdu.
Tuhfe: 12863
7774. hadiste geçti.